Friday, July 27, 2012

DERİN SULARDAKİ BATAKLIKLAR


Nur gökyüzüne bakarken,hayatın  senaryosun'daki, bir rolü daha sonlandırdım diye düşünüyordu.Umarım,İlahi güç'ün bundan sonra ki vereceği rol,mutlu sonla biter.Bakışlarını denizdeki martılara çevirdi,karınlarını doyurma peşindeydiler,acaba onlarında insanlar gibi başka sıkıntılarıda varmıydı.Gülümsedi,bunu hiçbirzaman bilemeyecekti.Artık kalkması gerekti,akşama kızlar gelecekti,acaba ne pişirse diye düşünüyordu,kızların sevdiği ,altında patatesli pilav ve fırında tavuk yanınada salata ve garanti onların getireceği biralar.Nur, birayı hiç sevmezdi,onun sevdiği içkiler içinde kırmızı şarap ve rakı'nın yeri başka idi, herzaman olduğu gibi rakı keyfinde Elif ona eşlik ederdi, ama elif'ciği gecenin sonunu herzaman birayla sonlandırırdı.Dünya güzeli elif,o kadar naif,nazlı,bakımlı ve bir o kadar şans fukarasıydı.Çok küçük yaşda evlenmişti,aşık olmuştu,nerden bilecekti çocukluğundan beri sevdiği adamın kalleşin biri olduğunu,evlendikten bir yıl sonunda bir başka kadınla dünya tatlısı elifi aldatmıştı,üstelik hayatını parayla kazanan bir kadınla,birde çocuk peydahlatmıştı o kadından.Elif,hemen boşanma davası açmış ve o pislikten kurtulmuştu çok şükür.Şimdi çok iyi bir yerde satınalma müdürüydü.Ama aşk hayatı karışıktı,sevdiği hiçkimse onun kıymetini bilmiyordu ve sonuç gene üçü içinde Nur'un evi onların en mutlu olduğu yer olmuştu.Beste,asla rakıyı sevmezdi,o sadece bira yada şarapla yetinirdi.Beste hiç evlenmemişti,üstelik ciddi bir ilişkiside olmamıştı,çok güzel bir kızdı.Arkadaşlıkları uzun yıllara dayanırdı.Aslında Beste ve Elifin ablaları Gül nur'un arkadaşıydı,o evlenip fransa'ya gitmişti,ama herzaman birlikte idiler.Onun yerine nur'u koymuşlardı,evden kaçmak ve rahat bir nefes almak için iş çıkışı,çoğunlukla haftasonları  nur'a yatıya gelirlerdi.Anne ve babalarıyla yaşıyorlardı.Kendi çaplarında üç hatun eğlenirler ve hayaller kurarlardı.Nur bunları düşünürken,apartmanın kapısında bulmuştu kendini.Gülmeye başladı birden,insanın düşüneceği şey olunca zaman nasılda geçiyor.Hemen mutfağa girip yemekleri hazırlamaya başladı,telefonu çalıyordu,arayan Beste idi''Başka birşeye ihtiyaç varmı nur''diye soruyordu.Nur telefonu kulağıyla boynu arasına yerleştirerek,elindeki işe devam ederek ''hayır tatlım,gerekli herşey var'' dedi.''Çok geç kalmayın yeter ''diyerek konuşmasını sona erdirerek telefonu kapadı.Yemekleri hazırdı,kızlar gelmeden bir duş alırım diye aklından geçirmeye kalmadan kapı çalındı.Kızlar,herzaman çok açız diye dalarlardı içeriye.Elif''Selam nurum''diyerek nurun yanaklarını öptü.Arkasından beste aynı işlemi yaparak''çok açım''dedi ve mutfağa daldı.Nur''Canlar,bana sadece beş dakika verirseniz bir duş alıp hemen geleyim olmaz mı''Beste''tamam,bizde sofrayı hazırlarız  o zamana kadar''dedi.Beste mutfaktan Elife seslendi''bu kız gene bizim sevdiğimiz patatesli pilavdan yapmış Elif''dedi.Mutfağın kapısında beliren Elif''İyiki nurumuz var abla,arada kaçıp kafa dağıttığımız tek yer.''serzenişte bulunarak elif,tencerenin kapağını açıp burnuna kokuları çekti.Elif''sofra hazır,abla diyerek,ağzına bir parça çukulata attı.Her geldiklerinde içeceklerin yanısıra çukulatayı eksik etmezlerdi çünkü üçüde çukulataya bayılıyordu.''Geliyorum'' diye bağırdı nur. Nur,sözünde durmuştu,beş dakika sonra hep beraber sofraya oturdular,Elif ağzındaki lokmasını yutarak''Nur abla,şimdi ne yapacaksın,başka bir iş bakacakmısın''dedi. Nur düşünceli düşünceli''Şimdilik düşünmüyorum,yorgunum,son bayii toplantısından sonra zaten tükenmiştim,iyi oldu kızlar ayrılmam, Şimdilik dinlenmek istiyorum,belki ilerleyen zamanda tekrar düşünebilirim''dedi.Beste pilava övgüler yağdırdı.daha önce elifle kendi aralarında konuşmalarından yola çıkarak ''Nur,biz laptop aldık,bir tanede sana alalım,hem zaman geçirirsin,hemde bilgisayarın gelişir.''diyerek lafa girdi beste.Elif hemen sözü ablasından kaparak''Evet Nur,ablam doğru söylüyor,bazı internet siteleri var, sohbetler eder ve yeni insanlar tanırsın.''heycanla dedi.Nur''tabi eski insanlardan çok hayır gördüm birde yenilerini mi ekleyeyim dünyama''kahkaha atarak,sözüne devam etti''Hadi kızlar bunlar boş işler ve benim hiç bu tarz  işlerde yerim olmaz.''diyerek kadehini havaya kaldırdı nur. Kızların,tüm akşam ısrarları devam etti.Nur sonunda''tamam dedik diyelim,biliyorsunuz benim kredi kartı limitim dolu,nasıl olacak''Beste hemen atıldı''Benim kartımdan alırız sen ona her ay ödersin,bunun lafımı olur.''Nur sıkıntıyala''of ya kızlar beni sıkıntıya illahiki sokacaksınız.''dedi.Elif''Tamam karar verilmiştir,şimdi kalkın alışveriş merkezine'' nur şaşkın şaşkın''Şimdi mi,yapmayın,keyfimizi şimdi kaçırmayın''demeye kalmadan Elif ve Beste ayaklandılar bile.Nur''anlaşıldı kurtuluş yok'' diyerek,onlara iştirak etti.Nur hayatının,bir laptopla bu denli değişeceğini hayal bile edemezdi.Yeni, ilginç ve çarpık insanlar tanıyacağını o gün bilemezdi.Ve nihayet bilgisayar alınmış,kızlar ona eğitmenlik yapıyorlardı.Dedikleri gibi internet sitesine kaydını yapmışlardı,ilginç ve hiç tanımadığı insanlarla sohbet etmeye başlamıştı.Meğer oradaki insanlar,sahte kimliklerle kendilerini tanıtıyorlarmış,yani internet dünyasında bu aleme sanal alem deniyormuş,nur bunu çok sonra öğrenebildi.Ve bu dünyadan bir sevgilisi olmuştu.Aydın çok tatlı,duygusal ve hoş bir adamdı.Herşey çok güzeldi ama başka bir ilde yaşıyordu,dolayısıyla gözden ırak gönüldende ırak olurdu zamanla.Sanal dünyanın ona getirdiği en güzel şeydi,başına gelen bu aşk.Günler,ayları kovalıyordu,aydınla bir barışık bir küs devam ediyordu.Birgün tam anlamıyla sonlandırmaya karar verdiler.Sanal dünyadan sıkılmıştı Nur.Biraraya gelemiyorlardı.Tam bu dönem de,gene aynı yerden tanıdığı tatlı bir dost edinmişti.Yaşar,aşk'a aşıktı,herşeye aşıktı,doğayı ,denizi,dağları çok seviyor ve şiirler yazıyordu.Aşk olmadan yaşayamacağını düşünüyordu.Tatlı sohbetler ediyorlardı ,Nur'un aşkını da biliyordu,bu esnada ona akıllar veriyor,Nur içinde anlayamadığı bir hisle yaşara çok güveniyordu,onun mülayim,rahatlatıcı ses tonuyla ondan hiç bir zarar görmeyeceğine kendini inandırmıştı.Yaşar Nur'un bu aşkı bitirirmemesi gerektiğini sonuna kadar yaşamasını istiyordu, ''Nur, istediğin zaman aşk bulamazsın,önüne kadar gelmiş yudum yudum iç onu'' diyordu yaşar.Nur karasız bir sesle''Belki haklısın,onun kalbini kırdım,tekrar nasıl kazanırım bilemiyorum''dedi.Yaşar büyük bir şevkle''Hadi o zaman,şimdi ben telefonu kapatacağım,Aydın'ı arayıp onu sevdiğini söyle bak,o iki kelime nasıl mucizeler yaratır,seni çok öpüyorum''diyerek telefonu kapattı.Nur bir süre elindeki telefona bakarak,kararsız bir şekilde gerçekten aramalımıyım diye geçiriyordu içinden.Telefonun tuşlarına basarken heycanlıydı.Onun sesini duyunca gerçekten Yaşar haklı,ben bu adamı çok seviyorum ve şuan onun yanında olmak istiyorum. diye içinde bir volkan patladı.''Aydın,yarın sana geliyorum'' nur bunu söylediğine kendi bile inanmamıştı.Aydın''İnanamıyorum gerçekten mi,nur bana şaka yapmıyorsun değil mi,lütfen aşkım, duyduğum en harika şey bitanem.''kahkahalar atarak,ne diyeceğini bilmez biri gibi, telefonun öteki ucundan zevk çığlıkları geliyordu.Nur''Gerçekten, yarın akşam saat altı da orada olurum''dedi heyecanla.Sevgi sözcükleri birbirlerine fısıldayarak telefonu kapattılar.Yaşara teşekkür etmesi gerektiğini düşünüyordu Nur,mutlulukla şakıyarak şarkılar mırıldandı ve yarın ne giyeceğini düşünmeye koyuldu.Akşam heycandan,karnına sancılar giriyordu,yemek yemeyi bile unutmuştu.Erkenden uykuya dalmak istesede,uyku ona gelmiyordu.Yüzünde,mutlu bir tebesümle uykuya daldı.Sabah çok erken uyanmıştı, banyoya dalıp,duşunu aldı,dişlerini fırçalarken hala gülümsüyordu,hemen dolaptan sırt çantasına birkaç şey doldurup,makyajını yapmaya koyuldu,üzerini giyinip,son kez aynada kendini kontrol etti.Nur''Aşk sen nelere kadirsin''dedi, gözlerinin içinde bir çift alev yanıyordu ve mutluluktan uçtuğunu düşünüyordu.Otobüse,bindiğinde Aydın aramıştı''Bitanem,nasılsın,aşkım ben heyecandan ölüyorum''diye duygularını dizginleyemiyordu.Nur''Tatlım,tıpkı senin durumundayım, bunca aydan sonra sana kavuşabilme duygusu muhteşem.Nur otobüste,etrafı seyrederken,yeşil daha yeşil,gökyüzü daha parlak görünüyordu gözlerine.Yaklaştıkça bütün bedenini bir heyecan sarıyordu.Saatler neden geçmiyordu,zaman bu kadarmı yavaş akar diye kulaklarında biran kendi sesini duydu nur,yan koltukta oturan bayan''bana bir şey mi dediniz''dediğinde Nur kıpkırmızı oldu.Nur''şey affedersiniz kendi kendime mırıldanıyordum''dedi utanarak.İçinden ''kendine gel kızım,onyedilik aşıkmış gibi hareket ediyorsun''diye düşünerek başını otobüsün camına dayadı ve hülyalara daldı.Nihayet,otobüs terminale girmişti.Nur,gözleriyle Aydını arıyordu, sarı kafayı gördü bir anda,içi pırpır ediyordu,Aydında Nur'u görmüştü,kocaman bir gülümseme yayılmıştı suratına.Nur,öpücükler yolluyordu arabadan.Alalacele otobüsten inerek,kollarını Aydının boynuna doladı.Aydın onu belinden tutarak etrafında döndürdü.Hemen arabaya doğru Nur'u sürükledi,arabaya bindirip,kendiside yerini aldıktan sonra arabada Nur'a sımsıkı sarılarak dudaklarından içmeye başlamıştı.Nur'un ayakları yerden kesilmişcesine,cennetin kapılarından geçtiğini düşünüyordu.Mutluydular nihai son olmuştu.Aydın,arabanın kontağını çalıştırıp,yola koyulduğunda Nur'un elini bırakmıyordu.Aydın,apartmanın önünde durarak,arabadan indi,arka koltuktan poşetleri alarak , nur'un kapısını açtı,tekrar Nur'a sıkı sıkı sarıldı.Elele evine girdiler.Elindeki poşetleri bırakıp,Nur'u kuçaklayarak uzun uzun öpmeye başladı.Nur soluksuz kalmıştı.Aydın''özürdilerim aşkım o kadar özledim ki seni,biran yoldan geldiğini unuttum ben sana bir kahve yapana kadar ,sen istersen bir duş al bitanem.Nur''Canım,duş daha sonra alırım ama elimi yüzümü  yıkamak isterim.''dedi.Aydın,elinden tutup banyonun kapısına götürüp temiz havlu verdi.Nur,aynada kendini seyrediyordu,içinden tanrım ne kadar farklı bir yüz ,bu yüz,aynadaki yüz bir yabancı biriydi sanki ,sevgi ne kadar güzel birşey.Salona geri geldiğinde,Aydın kahvelerini yapmıştı ve yanında nur için çilekli çukulata almıştı.Nur'u kucağına çekip oturtarak,ağzına çilekli çukulatandan bir parça koydu ve öpmeye başladı,Nur hayatında ilk defa çukulatayla öpüşüyordu,o kadar çok haz almıştıki,o kadar uzun öpmüştükü aydın onu, gene soluksuz kalmıştı.Kahvelerinden bir yudum alıp tekrar öpüşmeye başladılar ama bu kez kahveleri unutup Aydının kucağında yatak odasında buldu kendini. Usulca,yatağa bırakıp,öpmeye devam etti Aydın.Nur'u yavaş yavaş bir taraftan soyarken,bedenine öpücükler konduruyordu.Nur ile Aydın tek vucut olduklarında,gözlerinde ikisininde yaşlar vardı.Ne büyük bir özlemle birleşmeleri gerçekleşmişti.Nur,Aydının göğsünden başını kaldırıp ona baktığında,gözündeki yaşları öpmeye başladı''Bitanem,ben hiç böyle hisetmedim,bu nedir ,nasıl birşey ki ikimizide mutluluktan ağlattı.''Aydın,nur'un yaptığını yaparak onu gözyaşlarını öpüyordu,''canım,bende senin kadar şaşkınım,korkunç bir özlem duymuşuz birbirimize,masum bir aşk girdabında yaşıyoruz,ayların özlemi cabası ,sanırım bu yüzden bu patlama.Benimde hayatımda ilk defa böyle birşey başıma geliyor''.diyerek nur'a sımsıkı sarılıp öpmeye başladı.Nur,uyuyakalmıştı,içerden sesler geliyordu,üzerine bir tişört giyerek,kapıya yaslanarak Aydını izlemeye başladı..Genç adamın,üzerinde sadece şortu vardı,futbolcu olmanın tüm avantajları vücudunda adeta toplanmıştı.Nur,sevgilim çok hoş diye aklından geçirdi,Aydın arkasını döndüğünde elinde şarap şişesi Nur'u gördü ve ona yönelerek dudaklarına yapıştı,tekrar ereksiyon olmuştu,şarap şişesini olduğu yere bırakıp,nurun bacakları belinde yatak odasına yönelmişti bile.Balkonda,şaraplarını yudumlarlarken Aydın''Benim aşkım geleli daha iki saat olmadı bile ben onu şimdiden çok yordum galiba'' diye nur'a takıldı.Nur''bütün yorulmalar keşke böyle keyf ve zevk olsa bitanem''diyerek kadehini kaldırdı.Sohebetleri harikaydı,birbirlerini anlamaktan keyf duyuyorlardı,Aydın çok duyarlı aynı zamanda oldukça meraklı idi.Nur'la ilgili herşeyi keyfle dinliyor,onun neler yaptığını ve neler yapmak istediklerini öğrenmeye bayılıyordu.Sohbetleri esnasında Aydın,mutfakta şinitzeleri bir taraftan çeviriyor,salatayı hazırlıyordu.Nur,sofrayı düzenledikten sonra,şarap eşliğinde yemeklerini yemeğe koyuldular.İkinci şişe şarabı açınca aydın,kadehlerinden birer yudum alıp tekrar nur'u kucağına çekti.ağzına çukulatasını koyup öpmeye başladı,nur buna bayılıyordu.Çünkü hep konuştuklarında Nur'un ne kadar çok çukulata sevdiği aydının aklında idi.Bu kez,salonda yere yatırıp sevmeye başlamıştı.Nur,çığlıklar attıkça Aydın öpücüklerle ağzını kapatıyordu,sabaha kadar sevişip,öpüştüler.İki gün çok çabuk geçmişti bu şekilde.Hiç istemesede,dönüş vakti gelmişti. Aydın,nurun elinden tutarak banyoya soktu,usulca,sanki çok önemli bir şey yapıyormuşcasına onu soymaya başladı,yumuşak süngeri önce boynundan başlayarak,göğüs uçlarına ,kah bastırarak,kah okşarcasına gögüsleri üzerinde daireler çiziyordu,nurun, ufak zevk çığlıkları kendi kulağına bile çok uzaklardan geliyor,karnına inmişti yumuşak sünger,karın altındaki bölgede aydının eli bir an durdu,nur dayanamayacak durumdaydı artık,eli aydının cinsel organını tutuyordu ve onu istediğini zevk çığlıklarıyla haykırıyordu Aydın''ıştttt aşkım daha değil,seni çıldırtmak gökyüzündeki bulutlara çıkartmak istiyorum,sabret bebeğim''diyerek,aşağı doğru eğilmişti,nurun önünde diz çökerek,diliyle ufak temaslarda bulunuyordu,nurun çığlıkları dayanılmayacak hal almaya başlamıştı.Aydının dili,nurun organında bir aşağı bir yukarı gidip geliyordu.Bacakları titriyordu,nur fayansa yaslanmıştı ve artık dayanamayacak bir haldeydi gibiydi,aydın ayağa kalkmış ve  memelerini ağzının içine alarak,nurun bacaklarını beline dolayarak,onun içine girdiğinde ikisinin çığlıkları banyoda yankılanıyordu.Nur zevkin çığlıklarını kontrol etmeyi başardıktan sonra,aydını yıkamak için süngeri eline alarak onun  sırtını sabunlarken hüzünlüydü,bir saat sonra otobüse binecek ve dönüş yoluna geçecekti.Nur,aklından acaba  ne zaman bir daha biraraya geleceklerdi,tutkulu aşkıyla diye  geçirdi.Aydın, Nur'a dönmüştü yüzünü,  tekrar ağzını onun memelerine yapıştırıp emmeye başladı,nur inleyerek,gövdesi aydına yapışmıştı,aydının önüne diz çökme sırası onda idi sevdiği adamı haz denizinde yüzdürmek istiyordu,bu kez aydının tiz çığlıkları banyoda duyulmaya başlamıştı.Aydın daha fazla dayanamayarak nur'u ayağa kaldırıp,ellerini bedenini duvara dayamıştı,arkadan,nurun sıcak yuvasına girerken zevkin dorukları inliyordu,çığlıkları sadece banyoyu değil evi kaplamıştı..Nur,otobüste bunları düşünerek zevkten hala ürperiyordu,şimdiden onu çok özlemişti.Aydın,çok ince ruhlu bir insandı nur'un ne çok kahve sevdiğini bildiğinden,ona fincan takımı hediye almıştı,yanında ise iki paket çilekli çukulata vardı.Gözleri dolu dolu vedalaşmışlardı,ikiside ağlıyordu,zor bir süreç bekliyordu onları,bu hazlardan sonra ne kadar ayrı kalabileceklerdi,ikisi de bunu bilemiyorlardı.Otobüs onu evine doğru götürürken,çok hüzünlüydü ,sanki kanadı kırılmış,öksüz bir kuş gibi hisediyordu kendini,oysaki sevdiği adama giderken öylemiydi ya,içindeki kuş pırpır ediyordu.Herşeye rağmen yaşadıklarına memnundu sonunda ayrılık hüzünü olsa bile.İki günün uykusuzluğu olsa gerek nur uykuya yenilerek derin düşlere daldı.Eve geldiğinde,Aydını arayıp ulaştığını haber verdi nur.Sevgi ve tutkulu sözcükleri tükenmiyordu telefonda,Nur,gözünde şuan aydının ereksiyon olmuş halini canlandırabiliyordu,daha gitmeden nurun sesini ne zaman duysa kendine hakim olmadığını söylerdi,hatta kimsenin olmadığı yerlerde nurla konuşmak istiyordu,onun bu sözlerine nur kahka ve gururla dinlerdi.Emindi şuan aydın ereksiyon olmuştu bile,bunu düşünürken gülümsüyordu sevdiği adamı böyle şahlandırdığı için çok mutluydu.Nur'un hayatına giren tüm erekeler böyle oluyordu,eski eşi dahil buna.Kendi gücünün farkındaydı,çekim gücü ve teni herzaman sıradışıydı.Diğer kadınlardan farklıydı nur.Uykuya dalarken,bu iki gün hayalmiydi diye düşündü.Ama bedeni bunun gerçek olduğunu taşıyan isbatlarla doluydu.Gülümseyerek uykuya daldı.Sabah uyandığında,yaşadıkları rüyamıydı diye düşündü ama sızlayan bedeni bunun ne kadar gerçek olduğunu hisettiriyordu. Bugün, yataktan hiç çıkmadan yaşadıklarını tekrar yaşamak istiyordu,gerçek hayatla karşı karşıya gelince sanki tılsım yok olacak diye geçirdi aklından.Telefonu çalıyordu, nur'un yüzünde güller açmıştı''Bebişim,seni özledim''diyordu aydın.Nur,suratındaki gülümsemeyle''ben seni daha çok bitanem,of ya Aydın bu haksızlık,neden aynı şehirde yaşayamıyoruz''ve mızmızlanarak söylendi. Aydın''inşallah oradaki bir klüple anlaşırım ve seninle daha çok zamanımız olur''Sevgi sözcükleriyle dolu, yoğun şehvetli bir konuşmanın ardından telefonu kapattılar.


         Nur, son günlerde çok bunalmıştı,tam bir ay olmuştu Aydını görmeyeli bu daha çok sıkılmasına sebep oluyordu ,telefonlar artık onlara yetmiyordu,özlemleri ikisinide agresifleştirmişti ve kopma noktasına gelmişlerdiki,gene kurtarıcısı Yaşar devreye girmişti.Sabah yürüyüşünden döndükten sonra,tam banyo'ya girecekken telefonu çalmıştı.Arayan Yaşardı''Nurum,günaydın''tatlı sevecen bir sesle.Nur ''canım benim ,seninde günün aydın olsun,nasılasın ne var ne çok''diye şakıyarak Yaşar'a takıldı.Biraz Aydından,biraz yaşarın aşklarından konuştular.Yaşar''Nurum,bu hafta sonu göle gideceğiz kuzenim Nuri ve ben,itiraz kabul etmiyorum sende geleceksin''Nur kahkahayı patlatarak''Ben,nasıl geleyim zaten Aydınla aram limoni,birde oraya gelirsem,kıyamet kopar.''dedi. Yaşar'' saçmalama,aydın dahada memnun olur,istersen sor ona,hem gölün kenarında çadır kuracağız,biliyorsun orası bir balıkçı köyü ve balıklar bizi bekliyor''dedi.alalacele '' sana söz veriyorum çok güzel bir haftasonu olacak senin için,hem artık tanışma zamanımız gelmedimi sence.Hadi canımcım bana tamam de''dedi.Nur'' Bu kadar ısrar hayır dersem beni afaroz edersin,ama tamam demeden önce burayı ayarlamam ve Aydınla konuşmam gerek,ben sana yarın haber veririm canımcım''dedi.Yaşar''Tamam o zaman hayır cevabını kabul etmediğim bilesin.Seni çok öpüyorum''diyerek vedalaştılar.Nur,kendi kendine ''böyle bir maceraya ihtiyacın var gibi Nur hanım''diye kahkaha atarak,duş'a girdi.






              Aydın ve oğlu Ilgaz ile konuşup,bu yolculuğa karar verdi.Aydın sevinmiş gibiydi,Nur'un çok sıkıldığını anlamış ve bu değişikliğin ona iyi geleceğini düşünüyordu.Oğlu ise, annesiz iki gece'nin süper olacağını ifade etmişti.Ertesi gün Yaşara bildirdi geleceğini,çok sevinmişti, nihayet aylardır konuştuğu kişiyle yüzyüze geleceği için ayrıca heyecanlı idi Yaşar.Yaşarı telefonlardan, birkaçkezde skype konuşmalarından yüzünü görmüştü.İstanbulda yaşıyor,iki başarısız evlilikten sonra sadece aşkı yaşamaya çalışan bir adamdı,çok fazla onun hakkında bilgiye sahip değildi nur.Onu tanımak ve yanındaki arkadaş gurubunu keşfetmek nur için keyfli olacaktı.Bir insan tanımak bir kitap okumak gibiydi nur için.Tabi gerçek anlamıyla tanıyabilirse.


   Cumartesi sabah otobüste bulmuştu kendini nur,Bir ay içinde ikinci kez farklı diyar ve insanlar tanımaya gidiyordu,gerçi bu diğer seyahatinden oldukça farklı idi ama genede heyecan verici bir serüvene başladığını o gün, kendisi bile farkında değildi.İstanbula yakın, bir balıkçı köyüydü gideceği yer.Otobüs yolcuğunu uzun yıllardır yapmıyordu,bunun olması bile nur'a keyf verdi,yol üzerinde geçtiği şehir ,kasaba ve köy evlerini seyredip, içinde yaşayan insanları merak ederdi çocukken,şimdi aynı hisleri duyuyordu acaba otobüs ona çok sevdiği çocukluk yıllarınımı hatırlatmıştı diye aklından geçirdi ve o yüzden içindeki çocuk sevinir olmuştu.Otobüs hayallerine bayılırdı nur,zaman öyle çabuk akardı ki ne zaman yolculuk bitti diye kendiside şaşırırdı.Çoçukluk oyununu harekete geçirip,hayallere teslim oldu.Biran aydın aklına geldi nurun,acaba ona haksızlık mı yapmıştım,ona doğrumu gitseydim,bu vakti onunlamı değerlendirseydim diye aklından geçiriyordu.Ama hayır, Sevdiği adam,çok rahat,özgürlüğe önem veren ve çeşitlilikten hoşlanan biriydi.Nurun onu sık boğaz etmeye ve onu bıktırmaya hiç niyeti yoktu.İkisininde birbirlerine dayanamayacak kadar özlem duyduklarında biraraya gelmeliydiler,sözcükler değil o gün geldiğinde eylem devreye girecektir ve işte o zaman gökyüzünün arşınına çıkmak kadar keyfli birduygu olmadığını, onlardan başka hiçkimse bilemeyecekti..Nur hayat yolculuğunda, yeni bir macera içine girmeye başlamıştı, farklı bir diyara ve insanlara doğru.........


      Kasabaya yaklaşmıştı otobüs,Yaşar,kuzeni nuri ile,onu garajdan alacaklarını söylemişti.Nihayet,otobüs garaja girmişti,sırt çantasını omuzuna takıp,aşağı indi.Çevresine bakarak olurken,birtaraftanda cep telefonunu açıyordu.Etrafına gözgezdirirken,telefonu çaldı.''Nurum,nerdesin''diyordu yaşar.Nur''Ben indim otobüsten yaşarcım,asıl siz nerdesiniz''dedi.''Tatlım seni görmüyoruz biz,nerde indin''yaşarın sesi sabırsızdı.Nur''Galiba garajın arkasındayım,insanları burada döktü otobüs şöförü''diyerek kahaha attı.Tam o esnada arkasından bir ses''NUR''diye seslendi.Nur arkasını döndüğünde,yumuşak,sıcak bir çift küçük mavi gözle karşıkarşıyaydı.Yaşar ve kuzeni nuri karşısındaydı,samimi ve sıcak kucaklaşmadan sonra yaşarın eski model arabasına bindiler.Yaşar''hele şükür seni kavuşturana nur,sekiz ay oldu değilmi biz tanışalı,daha doğrusu telefonlarda ve interten konuşalı''gülerek.Nur''Evet malesef yüzyüze gelmemiz uzun sürdü.Ama yüz görümlülüğümü isterim''şımarık bir ses tonuyla.Yaşar''Yüzgörümlüğünü takmaz olurmuyum ben sana,sana aydını taktım daha ne istiyorsun canımcım''diyerek takıldı nur'a.Nuri''Nasılsın Nur''diye söze girdi.''teşekkürler nuri seni görmek çok güzel,herşey yolundamı sevgilinle''nur merekla sordu.Nuri''biz ayrıldık nur''sıkkın bir sesle.Nur''çok üzüldüm,ama hayat bu belli olmaz kimbilir seni ne güzel şeyler bekliyordur,hiçbirşeyi sebepsiz yapmaz yaradan''telkin edici sözler mırıldandı nur.Yaşar''Nuri ile handanın konusu biraz çetrefelli nur,daha sonra anlatırım sana,şimdi birkaç yere uğrayacağız,herşeyimiz var ama manava ve fırına uğramamız gerek sadece.''diyerek arabayı ana caddeden başka bir caddeye doğru sürerek sözlerine devam etti''Daha öncede bahsettim sana ben bu köye yerleşmeye karar verdim nur,buraları çok seviyorum ve inzivaya çekilmek istiyorum.''dedi. Nur''Nasıl yani daha emekli olacak kadar yaşlı değilsin ki,hem sürekli burada yaşamak seni sıkmazmı,istanbulu terk etmek  senin için zor olmaz mı''diye peşpeşe soru yağmuruna tuttu yaşarı.Yaşar''yooo hayır,neden zor olsun, İstanbulun keşmekeşinden sıkıldım artık ve burda oldukça mutluyum.Üstelik beni seven dostlarım eminim beni burda yalnız bırakmazlar''derken Nur'a bakıyordu.Yaşar''bak şimdi gideceğimiz yerdeki insanları sana tanıtayım,yıllar önce istanbuldan arkadaşlarımdan,Güler ve güzin diye iki arkadaşım vardı,birde onların erkek kardeşleri Bayram.İstanbulun kasımpaşa semtinde yaşarlardı,anlayacağın modern çingene yani kökenleri roman'dı,erkek kardeşleri bayram bu kasabadan, bir kızla evlenmişti.Yıllar sonra ablası Gülerde bu kasabanın köyünden,ufak bir zeytinlik bahçesi alarak oraya kendine bir kulube yaparak yaşamaya başladı,kocası adı altında bir erkek arkadaşı vardı,adam eski  fotorafçıydı.Hafta sonları adamcağızda gidip geliyordu köye.Nedense köylüler bu kulübeyi yaktılar ve onları köyden kovmaya çalıştılar.Herneyse,daha sonra Gülerin yeğeni,Tülin bu köyün bir delikanlısıyla evlendi,gerçi aile oğlanı istemedi,kız liseyi bitirmiş,oğlan ise ilkokul mezunuydu,kızlarına layık bulmamışlardı, oğuz iyi bir delikanlı ama genede farklı kültürden geliyorlardı,sözün kısası oğlanı köylü diye küçümsüyorlardı.Ama sonuçta gençler evlenmişti,Tülinin kocası yani Oğuzun babasının  zeytin bahçeleri vardı onların tarım işlerini yapıyor yılda belli bir  fiyatla satıyordu zeytinleri ve tüm gelirleri bu kadardı.O yüzden Tülin bir hastanede bakıcı olarak çalışmaya başlamıştı,O kız aileye katkı sağlamasa ne olurdu bilmem vallahi''diyerek sigarasına uzandı,sigarasını yaktından sonra devam etti''Üstelik,Oğuzun ailesiyle oturuyorlar,Tülin bu durumdan oldukça muzdarip.Güler,evsiz kalınca Oğuz ve ailesi,köyün kullanılmayan eski bir okulu bulunmakta,işte onun lojmanını Gülere tahsis etmişler,Güler şimdi orada yaşıyor.Önce oraya uğrayacağız daha sonra oğuz,arkadaşı murat ve tülinle bu gece gölün kıyısında çadır kuracağız.Tamam mıdır nurum,şimdilik ufak tanıtım bu kadar,daha sonraki zamanlarda daha çok bilgi veririm''diye sözünü bitirip manavın önüne çekti arabayı.Araçtan inerek doğruca domatesleri seçmeye başlamıştı.Yaşar tüm poşetleri bagaja koyarak direksiyona geçtiğinde''Evet şimdi,sıra sıcacık taze ekmeklerde,onlarıda alırsak tüm alışverişimiz tamamlanmış olacaktır.Mis gibi köy ekmekleri kokan fırının önüne gelmişlerdi,yaşar çakma delikanlı edasıyla arabadan atlayarak inmesi vardıki görülmeye değerdi,nurun yüzünede tebesüm oluşmuştu,ben burda ne yapıyordum,bu insanlar kimdi ve kimbilir nelerle karşılacaktım diye aklından geçirirken ,kucağına bırakılan ekmek poşetiyle irkildi.Yaşar''yandın değilmi,işte bizim burda böyle sıcacık,üzerinde duman tüten ekmeklerimiz var''diyerek  boğazlanan koyun edasıyla acayip gülüşünü salıverdi.Ekmekler gerçekten çok sıcaktı Nur tırtıklamaya başlamıştı bile.Yaşar''Nurum lütfen fazla yeme akşama muhteşem bir mangal keyfimiz olacak.''dedi.Nur,yanındaki adamların yüzünü ve kişiliklerini tanımaya ve anlamaya çalışıyordu.Nuri'nin saf bir hali vardı,herşeye sırıtıyor yada sahteye benzer kahakaha atıyordu,garip bir adamdı,hiç evlenmemeşti  bu yaşına kadar,kısa boylu,kır saçlı,ağzı ve burnu küçüktü.Aslında yaşara göre yüzü daha yakışıklı idi,ama boydan kaybediyordu.Yaşar ise ilk önce yüzündeki küçük mavi gözleriyle dikkat çekiyordu,gözlerinin mavisinden çok küçüklüğü daha ilginç bir anlam katıyordu yüzüne.Agzıda gözleri gibi küçüktü , dudak kenarlarında tükrük topakları mevcuttu.Nur biran midesi bulandı,böyle bir adam ile öpüşmeyi hayal bile edemiyordu.Yaşar dikiz aynasından Nurun yüzünü ekşittiğini görmüş olacakki''Ne o sıcak ekmeği fazlamı kaçırdın,ben sana fazla yeme dedim nur''diye sitem etti.Nur''Yok ondan değil aklıma birşey geldi midem bulandı.''utanarak dedi.Nuri''Sen asıl Güler'in evini gör,miden  bulanır mı, kusarmısın bilmem artık diyerek''diyerek acayip aptal kahkahasını attı.Yaşar''Evet Nurcum,Güler ,arkadaşım olsa bile,oldukça pis bir kadındır,hatırlarmısın bilmem birzamanlar seksenli yıllarda Pasaklı Sally diye bir dizi vardı,işte ordaki pasaklı sally eşittir güler.diyerek nurinin kahkahasına eşlik etti.Nur''İnşallah Gülerin evine ihtiyaç duymam ve allah bana onun evinde kalmayı nasip etmez''diyerek yüzünü buruşturdu.Balıkçı köyüne doğru yola almaya başlamıştı araba,sık ağaçlıkların ardından göl gözükmeye başlamıştı. Nur,keyfle manzarının güzelliğini içine çekmeye başladı,yarı araladığı arabanın penceresinden,toprağın ve ağaçların kokusu burun deliklerine hücum ediyordu adeta,dağların haşmetli görüntüsünde gizli büyü vardı sanki,dağla, göl iki sevgili gibi birbirlerine kur yaparcasına yakındılar.Nur -tıpkı ben ve aydın gibi, uzansak dokunacak kadar yakın ama canımı yakarcasına bir o kadar uzak - düşünürken,Yaşarın sesi daldığı dünyasından uyandırdı.''Biliyorsun nur,artık buraya yerleşiyorum,yavaş yavaş istanbuldaki evi boşaltmaya başladım bile,umarım bundan sonra seni sık sık burada ağırlarım,köyde ev bakıyorlar benim için çocuklar kısa zaman içinde bulurlarsa,bu kış burada olabileceğim''dedi yaşar.






                                                         

No comments:

Post a Comment